Merhaba Berlin-ARABAYLA BERLİN

   Berlin Hayvanat Bahçesi (Zoologischer Garten Berlin)-Arabayla Berlin-

Arabayla Avrupa Turuna çocuklarınız ile çıkmışsanız Berlin gezilecek yerlerinden Tiergarten’in diğer ucunda  bulunan Almanya’nın en eski ulusal hayvanat bahçesi olan Berlin Zoolojik Bahçesi ilginizi çekecek noktalardan biri olabilir. 1844’te açılan Hayvanat bahçesi 35 hektarlık alana kurulu olup, 1400 farklı tür ve yaklaşık 14.000 memeli barındırıyormuş. Bahçenin giriş kapısı, Elefantentor Budapester Strasse üzerinde bulunuyormuş.

Berlin Tiergarten Hayvanat Bahçesi Açık Olduğu Zamanlar 2019: Yılın her günü

01 Ocak-23 Şubat  09.00-16.30

24 Şubat-29 Mart   09.00-18.00

30 Mart-27 Eylül   09.00-18.30

28 Eylül-25 Ekim     09.00-18.00

26 Ekim-31 Aralık   09.00-16.30

Not: 24 Aralık Saat 14:00 de kapanır.

Berlin Tiergarten Hayvanat Bahçesi Giriş Ücreti 2019

BİLET TÜRÜ Hayvanat Bahçesi Hayvanat Bahçesi+Akvaryum
Tam 15,50 € 21,00 €
Çocuk(4- 15 yaş) 8,00 € 10,50 €
Küçük Aile* 26,00 € 35,00 €
Büyük Aile** 41,00 € 51,00 €
İndirimli*** 10,50 € 15,50 €

* Anne veya baba+ Aynı adreste ikamet eden 4-15 yaş  çocukları

**Anne ve baba+ Aynı adreste ikamet eden 4-15 yaş  çocukları

***Öğrenciler, berlinpass

Berlin-Sovyet Savaş Anıtı (Soviet War Memorial)-Arabayla Berlin-

Yürüyerek Berlin Gezisi Straße des 17. Juni’den geri dönerken solda Berlin-Sovyet Savaş Anıtı yer alıyor. 1945 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Berlin Çarpışmalarında ölen 80.000 Sovyet askerinin anısına yapılmış. Sovyet askerleri için anıt mezarın bulunduğu kavisli anıtın orta sütununun üstünde bir Rus askerinin heykeli, önündeki alanda ise anıt mezar, Kızıl Orduya ait 2 şer adet ML-20 152-mm top obüs ve T-34 tankı bulunuyor.

17 Haziran Caddesi

Berlin Gezi Rotası üzerindeki Straße des 17. Juni, yani 17 Haziran Caddesinden de bahsetmeden geçmeyelim. Berlin Gezi Rehberi caddenin isminin 1953’ten önce Charlottenburger Yolu (Charlottenburger Chaussee) olduğunu yazıyor. I. Dünya Savaşının patlak verdiği 1914 Ağustos’unda binlerce Berlinlinin, askeri geçit törenini alkışladığı yerdir. Naziler zamanında da Nazi bayrakları ile süslü bir zafer caddesiymiş bu yol. II. Dünya Savaşının son haftalarında Berlin Havaalanı kullanılamaz duruma geldiğinde uçaklar için pist olarak kullanılmış. 17 Haziran 1953’te ise İşçi ayaklanması başlamış ve gösteriler halk ayaklanmasına dönüşmüş. Bu gösterilerde Kızıl Ordu ve Doğu Alman polisi tarafından pek çok kişi öldürülmüş.  İşte öldürülen ve idam edilenlerin anısına caddenin adı da17 Haziran Caddesi olarak değiştirilmiş.

Berlin Branderburg Kapısı (Brandenburger Tor) ve Berlin 18 Mart Meydanı (Platz des 18. März)-Arabayla Berlin-

Anıttan ayrılıp Yürüyerek Berlin Gezisi ne devam ediyoruz. Berlin Gezi Rotası üzerinde 18 martz Platz’a ve Berlin sembolü Berlin Branderburg Kapısına ulaşıyoruz.

Reichstag’tan yürürseniz 500 m. uzaklıktaki  Branderburg Kapısı Soğuk Savaş döneminde Doğu Berlin’de, Reichstag ise Batı Berlin’de kalmış.

Branderburg Kapısının bulunduğu meydan Berlin 18 Mart Meydanı. Berlin Gezi rehberi nin anlattığına göre 19. Yy ortalarında Avrupa’da Sanayi Devrimi büyük ölçüde sonuçlanmıştır. Sanayicilerin, şirketlerin gelirleri artmıştır ama halkın ve işçi sınıfının gelirleri çok düşük kalmıştır. Açlık, işsizlik, zor çalışma koşulları 1848 yılında Avrupa’nın çeşitli şehirleri gibi Berlin’de de ayaklanmaları başlatır. Devrim, 1848-1849 yıllarındaki Alman Eyaletlerindeki devrimin başladığı ayın adını alarak Mart Devrimi olarak anılacaktır.

Branderburg Kapısı çift taraflı altı sütunlu olup 5 geçiş yoluna sahip. 1788-1791 yıllarında Atina Akropolisi’ndeki büyük tapınağın girişinden esinlenerek yapılmış. Kum taşından ve Alman Klasisizmin en güzel örneklerinden olan eseri, mimar Carl Gotthard Langhans tasarlamış. Tepesindeki dört atın çektiği savaş arabası üzerinde Zafer Tanrıçası Heykeli (Quadriga) dünyanın en ünlü modern quadrigası. 1793 yılında Johann Gottfried Schadow tarafından barışın sembolü olarak tasarlanan quadriga, 1806 yılında Prusya’yı yenen Napolyon tarafından Fransa’ya götürülmüş, 1814’te Napolyon’u yenip Paris’i ele geçiren Mareşal Gebhard von Blücher tarafından geri getirilmiş. Zeytin dalından çelengi, Prusya Ordusunu temsil eden demir haç ile değiştirilmiş. Karl Friedrich Schinkel tarafından yeniden tasarlanmış. Şimdi Quadriga’daki tanrıça bir elinde meşe yapraklarından bir çelenk, diğer elinde Prusya Kartalı ve demir haçlı bir mızrak var. Ne yazık ki artık barış yerine zaferi temsil eder olmuş.

II. Dünya Savaşında ağır hasar almış fakat ayakta kalmayı başarmış kapı Utanç Duvarı zamanında kapalı kalmış. Duvarın yıkılmasının ardından 22 Aralık 1989’da Batı Alman Şansölyesi Helmut Kohl’ün kapıdan geçip Doğu Alman Başbakanı Hans Modrow ile buluşması ile açılır. Doğu Almanya’nın Komünist Hükümeti tarafından sökülmüş olan haç iki Almanya’nın birleşmesinin ardından 1990’da yeniden yerine konmuş. Günümüzde araç trafiğine tamamen kapatılmış olup, şehrin en önemli toplanma yeridir.

Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı (Denkmal für die Ermordeten Juden Europas- Holocaust Memorial)-Arabayla Berlin-

Reichstag’dan gelip Branderburg Kapısının önünden devam eden cadde Ebertstraße. Yürüyerek Berlin Gezisi ni Tiergarten’in yanından sürdürünce Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtına ulaşıyoruz.

Berlin Gezi Rotası üzerindeki bu yer 19.000m² lik bir alana yayılmış 2711 adet beton bloktan oluşan bir anıt mezar. ABD kökenli bir mimar olan Peter Eisenmen’in tasarımı. Anıttaki beton blokların her biri 2,38m uzunluğunda ve 0,95m. genişliğinde ancak yükseklikleri 0,2m ile 4,8m arasında değişiyor. Buda tasarımcının vermek istediği rahatsız edici ve kafa karıştırıcı etkiyi yaratmayı başarıyor. Berlin Gezi Rehberi Beton blokların üzerilerinde yazılardan bahsediyor. Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve efsanelerini kapsayan dini metinlerden oluşan Talmud’un birer sayfasıymış bunlar ama biz dolaşırken farketmedik. Beton blokların arasında dolaşabiliyorsunuz ama üzerilerine çıkılmasına izin verilmiyor.  Açık hava anıtının altında daimi bir serginin de yer aldığı Bilgi Merkezi varmış. Anıt mezardan ayrılarak Branderburg Kapısına geri dönüp kapıdan geçiyoruz.

Paris Meydanı (Pariser Platz)

Berli Gezi Rotası Branderburg Kapısının sağında ve solunda ikiz çiftler olarak tasarlanmış Liebermann Evi ve Yaz Evi yer alıyor. Quadriga’nın ön yüzünün baktığı doğu tarafındaki meydan Berlin’in en güzel yerlerinden gece gündüz kalabalık olan Paris Meydanı. Meydanda ki zarif binalar; Berlin Sanat Akademisi ( Akademie der Künste),  Amerikan büyükelçiliği, Hotel Adlon Kempinsky, Dresdner Bank gözümüze ilk çarpanlardan. Diğer ülkelerin büyükelçilikleri de bu bölgede dolaştıkça karşımıza çıkıyor.

Tarihte Hotel Adlon

Berlin Gezi Rotası ndaki Hotel Adlon’dan  burada biraz bahsedelim. Birinci Dünya Savaşının en karanlık günlerinde müttefik Almanya hükümdarı II.Wilhelm’in cepheleri gezmesi için davet ettiği Sultan Reşat yaşlı ve hasta olduğundan yerine veliaht Şehzade Vahideddin gitmiş, yanındaki askeri heyette de genç tuğ general Mustafa Kemal Paşa yer almış. 15 Aralık 1917’de çıktıkları yolculuk 4 Ocak’a kadar sürmüş ve bu tarihten bir sene sonra tahta geçecek olan imparatorluğun son padişahı Sultan Vahideddin ile altı yıl sonra Cumhuriyet ilan edecek olan Mustafa Kemal’in tanışmalarını sağlayan seyahat olmuştur. Bir devrin son hükümdarı ve bir devrin ilk cumhurbaşkanı.

Ihlamurlar Altında Caddesi (Unter den Linden)

Berlin Gezi Rotası; Branderburg Kapısından doğuda Schlossbrücke’ye kadar Berlin’in en güzel bulvarlarından Ihlamurlar Altında Caddesi uzanmaktadır. Ortasında ve iki yanında yer alan Ihlamur Ağaçları ve sıralanan mağazaları, kafeleri ile keyifli yürüyüşlere olanak sağlayacak bir cadde. Ancak biz gittiğimiz zaman bulvarın orta kısmında yer yer devam eden metro çalışmalarının inşaat sahası caddenin güzelliğini çıkarmamıza engel oluyor. Branderburg Kapısından başlayarak Unter den Linden’de yürürken bu caddeyi ilk kesen cadde Wilhelmstraße. Burayı geçince solda merkezi Londra’da olan Madame Tussauds balmumu heykel müzesinin Berlin şubesi bulunuyor. Balmumu heykelleri görecek zamanınız varsa; Madame Tussauds Biletleri için tıklayabilirsiniz

Berlin Gezi Rotası Madame Tussauds’dan az ileride aynı sıradaki başka bir binanın vitrininde Willy Brandt’ın resimleri gözümüze çarpıyor. Sosyal adalet, barış, özgürlük, uzlaşı politikası ile Almanya ve Avrupa gelişmişliğine katkısı olan Almanya Dışişleri Bakanı ve Başbakanı. Almanya Parlamentosu O’nun unutulmamasını, yeni neslin de tanımasını istemiş ve 1994’te Willy Brandt Vakfını kurmuş. (Bundeskanzler-Willy-Brandt-Stiftung). Willy Brandt Siyaseti Yaşamak daimi sergisi, merkezin odak noktası. Yaşamı ve yaptıkları medya destekli sunumlar ile aktarılmakta.

Forum Willy Brandt Her gün 11:00-17:00 arası gezilebilir. Giriş ücretsiz

   Unter den Linden’i kesen ikinci cadde Glinkastraße’den Holcaust Anıtının olduğu, Behrenstraße’ye çıkarsanız  Komishe Oper binasını görürsünüz. Yürüyerek Berlin Gezisi lüks oteller, butikler, şık kafeler, lokantalar arasında sürüyor.

Berlin Gendarmenmarkt Meydanı-Arabayla Berlin-

Tren istasyonundan aldığımız şehir haritasından yardım alıyoruz. Berlin Gezi Rehberi tavsiyesi üzerine gittiğimiz meydan Berlin Gendarmenmarkt Meydanı. 17. Yy sonlarında yapıldığında Linden Markt Meydanıymış adı. 18. Yy da meydanda görevli Gens d’Armes birliğindeki atlı süvarilerden dolayı Gendarmenmarkt adını almış. Noel zamanında Berlin’e yolunuz düşerse meydanda Noel Pazarının kurulduğunu hatırlatalım. Meydanın ortasında; önünde şair, filozof, tarihçi ve en önemli Alman dram yazarı Friederich Schiller’in heykeli bulunan Berlin Konser Salonu (Das Konzerthaus ) var. Konser salonunun bir yanında Berlin Fransız Katedrali, diğer yanında ise Berlin Alman Katedrali yer alıyor.

Berlin Fransız Katedrali (Der Französischer Dom)

Berlin Gezi rehberi Fransız Katedralinin 1701- 1705 yılları arasında inşa edildiğini söylüyor.  16. Yy da Fransa’da ortaya çıkan Huguenot adındaki Protestan topluluğu kıyıma uğramış ve sınır dışı edilmiş.  17.yy sonlarına doğru Berlin onlara kucak açmış. İşte kiliseyi bu topluluk yaptırmış. 1785’te Katedral olmuş içinde müze, seyir terası ve restoran bulunmakta.

Katedralin meydana bakan tarafından girip 284 basamaklı merdivenini tırmanarak Gendarmenmarkt’ın ve Berlin’in panoramik manzarasını sunan gözlem platformuna ulaşmanız mümkündür. Ancak tadilat nedeni ile 2017 Eylül ayından itibaren Katedral ve kulesi ziyaretçilere kapalıdır.

Berlin Alman Katedrali (Der Deutscher Dom- Neue Kirche)

Yürüyerek Berlin Gezisi nde Alman Katedrali, 1708 yılında inşa edilmiş. II. Dünya Savaşında çıkan yangında tamamen yıkılmış, iki Almanya’nın birleşmesinden sonra yeniden inşa edilmiş, 1992 yılından bu yana Alman Parlamentosunun Almanya’da parlamenter demokrasinin gelişimini anlatan “Wege, Irwege ve Umwege’’ ( Yollar, Yanlış Yollar, Dolambaçlı Yollar) sergisine ev sahipliği yapmakta. Her iki kiliseye de 1785 yılında tarafından Carl von Gontard tarafından kule eklenir. Meydanın güneyinde yer alan Alman Katedrali Fransız Katedralin ikizi gibi.

Berlin Alman Katedraline Giriş: Ücretsiz. Sergi Salı-Pazar (Mayıs-Eylül: 10.00-19.00), ( Ekim-Nisan: 10.00-18.00) gezilebilir. Pazartesi günleri kapalı.

Berlin Konser Salonu ( Knzerthause Berlin)

Berlin Gezi Rehberi ne göre Berlin Konser Salonu, Fransız Komedi Tiyatrosu olarak 1778 yılında açılan yapının yanması üzerine yaptırılmış. Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm’in Schinkel’e 1818-1821 yıllarında yaptırdığı tiyatro salonu “Schauspielhaus” olarak bilinmekte. II. Dünya savaşında hasar görmüş 1984’te onarılarak konser salonu haline getirilmiş. Alman Orkestrası Konzerthausorchester Berlin’e ev sahipliği yapıyor salon. Büyük Salon, Küçük Salon, Werner Otto Salonu, Müzik Kulübü olmak üzere dört ayrı salonu var. Her sezon 100’ün üzerinde konser olmak üzere 500’ün üzerinde etkinliğe ev sahipliği yapmakta.

Bebelplatz

Gendarmenmarkt Meydanı ile Unter den Linden arasında Berlin Gezi Rehberi mizde yazdığına göre önceki adı Opera Meydanı olan daha sonra Alman Sosyal Demokrat Parti kurucularından olan August Bebel’e ithafen Bebelplatz adı verilen meydan bulunuyor. Meydan, II. Friedrich’in isteği üzerine Eski Roma Kentsel tasarımlarından ilham alınarak Kraliyet Sarayına yakın yerde oluşturulur. Meydandaki yapılar;

Devlet Opera binası (Staatsoper Unter den Linden).

Roma Katolik katedrali (St. Hedwigs-Kathedrale).

Eski Kütüphane- Kraliyet Kütüphanesi (Alte Königliche Bibliothek).

Berlin Kitapların Soykırımı

Berlin Gezi Rotası üzerindeki Bebelplatz Meydanında dikkat çekici binaların yanı sıra biraz daha dikkatle bakarsanız görebileceğiniz çok önemli bir başka ayrıntı var. Berlin Gezi Rehberi meydanda 12 yıl süren Nazi karanlık günlerinin ilk trajedisinin yaşandığını yazıyor. 1933 yılında Nazilerin iktidara gelmesi ile Hitler Alman değerlerine karşı çıkanlara hayır hareketi başlatır. Bu doğrultuda 10 Mayıs 1933’te Alman Nasyonal Sosyalist Öğrenciler Birliğinin organizasyonları ile 70.000 kişinin toplanır meydanda. Üniversite öğrencileri Nazi düşmanı olarak görülen Sosyalist, Pasifist ve Yahudi yazarlara ait 20.000 kitap yakar.

Kitapları yakılanlardan biri olan Alman Şair Heinrich Heine dir. Belki İnanamayacaksınız ama bu olayın gerçekleşmesinden yıllar önce öngörmüş ve şöyle yazmış şair. “Bugün kitap yakanlar, yarın insanları da yakar.’’ Nitekim birkaç yıl sonra yapılan Yahudi Soykırımında insanlarında yakılması gerçekleşmiştir. Nazi Almanya’sının ilk trajedisi olarak nitelenen Berlin Kitapların Soykırımı Olayı diğer Alman şehirlerinde de gerçekleşmiş. Bu olaylar şair ve düşünürler ülkesi Almanya’dan pek çok değerli insanın ayrılmasına neden olmuştur. İşte bu olayların anısına Mischa Ullmann tarafından meydanın ortasında yerde Bebelplatz Batık Kütüphanesi (Versunkene Bibliothek) adı verilen anıt eser yapılmıştır. Yaklaşık 1m² lik bir plexiglass levhanın altında 20.000 kitabın sığabileceği kitap rafları görüyorsunuz. Ama raflar yakılan kitapları hatırlatmak için boş duruyor.

Büyük Şair Bertolt Brecht’i analım dilerseniz Kitaplar Yakılıyor şiiriyle.

  Kitaplar Yakılıyor

Buyurunca Hitler Hazretleri
Zararlı fikirlerle dolu kitapların yakılmasını
Halkın önünde, alanlarda,
Öküzler odun yığınlarına araba araba kitap taşıdı.
Gözden düşmüş şairlerden biri,
Hem de en iyilerinden biri,
Şöyle bir göz gezdirdi yakılacak listesine,
Gitti aklı başından:
Unutulmuştu kendi adı.
Hemen seğirtti çalışma odasına,
Sanki öfkesinden kanatlanmıştı.
O saat bir mektup karaladı zorbalara:
‘Benimkileri de yakın! ‘ dedi. ‘Benimkileri de!
Yapamazsınız bana bu kötülüğü,
Kenarda bırakamazsınız beni!
Ben de hep gerçeği söylemedim mi kitaplarımda?
Neden davranırsınız bana yalancıymışım gibi?
Yakın benimkileride! ‘

Bertolt Brecht Şiiri

Berlin Humboldt Üniversitesi-Arabayla Berlin-

Berlin Gezi Rotası üzerinde şimdi de Berlin Humboldt Üniversitesi var. Bebel Meydanının kenarında  Ihlamurlar altında Bulvarının kuzey tarafında 1818 yılında filozof ve devlet adamı Wilhelm von Humboldt öncülüğünde kurulmuş. Filozof G.W.F. Hegel, fizikçi Albert Einstein, Max Planck gibi bir çok ünlü kişinin akademisyen olarak çalıştığı üniversite. Şair Henrich Heine, dünyayı etkileyen Karl Marx, Friedrich Engels’in burada okumuş. 29 Nobel ödülü kazanan insan çıkmış Berlin’in bu en eski üniversitesinden.

Üniversitenin Branderburg Tor tarafında Neo-Barok Berlin Eyalet Kütüphanesi (Staatsbibliothek zu Berlin) bulunuyor. Kütüphane, 23 milyonu aşkın kayıtla dünyanın en büyük kütüphaneleri arasında yer almakta ve Almanca konuşulan bölgelerin en büyük araştırma merkezidir.  Caddede bulunan bronz heykel 1851 yılında Büyük Friedrich anısına yapılmıştır.

Unter den Linden’in Diğer Yapıları

Berlin Gezi Rehberi ne göre üniversitenin diğer yanındaki bina Yeni Gardiyan Evi (Neue Wache).1816-1818 yıllarında savaşların ve diktatörlüğün kurbanları anısına mimar Karl Friedrich Schinkel tarafından Yunan Tapınakları formunda inşa edilmiş. Binada faşizm ve militarizm kurbanlarının anısına bir anıt bulunmaktadır. Yeni Gardiyan Evine Giriş ücretsizdir.

Berlin Gezi Rotası nda Nehre doğru ilerlerseniz Unter den Linden’in en eski yapısına denk gelirsiniz. Bina 1695-1730 yıllarında Barok tarzda yapılmış cephanelik olarak kullanılmış, 1875 yılında askeri müze yapılmış. Günümüzde ise Berlin Alman Tarih Müzesi (Deutsches Historisches Museum) olarak kullanılıyor. Müzenin arkasında 1827 tarihli Neo- Klasik Maksim Gorki Tiyatrosu yer almaktadır.

Tarih Müzesinin karşısında yer alan bina Neo-Klasik Berlin Veliaht Prens Sarayı (Kronprinzenpalais). Monarşinin sonuna kadar Kraliyet tarafından kullanılmış saray. 1918 den itibaren ilk kalıcı çağdaş sanat koleksiyonunu barındıran Ulusal Galeri Güzel Sanatlar Bölümü yapılmış. Naziler zamanında kapatılan saray Doğu Almanya Hükümeti tarafından devlet konuk evi olarak kullanılmış. İki Almanya’nın birleşme imzaları 31 Ağustos 1990’da burada atılmış. Günümüzde sergiler ve kültürel etkinliklerde kullanılmaktadır.

Sarayın nehir tarafında Eski Şehir Garnizon Komutanı Resmi Konutu Kommandantur, arkasında ise yine bir Schinkel eseri olan Berlin’in ilk Neo-Gotik kilisesi kırmızı tuğlaları ile Friedrichswerdersche Kirche dikkat çeker. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Berlin’de İkinci Gün Gezimiz Sona Ererken

Araba ile Avrupa Gezisinde Gendarmenmarkt Meydanında iken yavaş yavaş yağmur çiselemeye başlamıştı. Ne derler? Ayağımızın tozuyla içine daldığımız Berlin bitecek gibi değil bugün artık usulca eve dönmenin vaktidir diyoruz. Durmaksızın yürürsek bir saat sonra evdeyiz.  Hoş gideceğimiz yer evimiz olduktan sonra. Zaman da özgürce bize ait olunca acele etmişiz, geç kalmışız hiç önemli değil. Herhangi bir tura bağlı değiliz ya istediğimiz yerde mola da veririz. Yaşasın! Arabayla Avrupa Turunda yürüyerek Berlin’i dolaşıyoruz. Ayaklarımızın götürdüğü yere rastgele, Berlin sokaklarında kaybolurcasına yürüyoruz. Bir ara Humboldt Üniversitesinin Tıp Fakültesinin yanından geçiyoruz.

Spree nehri boyunca sayfiye evlerin kıyısından yemyeşil parkların içinden geçtiğimiz yol büyük keyif veriyor. Hafifçe yağan yağmurun ıslattığı otlar, yapraklar güneşin son kırıntıları ile ışıldıyor.

Bugün Yürüyerek Berlin Gezisinde kilometrelerce yol kat ettik. Haliyle biraz yorulmuş olabiliriz ama tadına asla doyamadığımız çok çok güzel bir gün oldu.

Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.  -Jack Kerouac-

Yeryüzünün Paylaşılması

Zeus bir gün seslendi insanlara göklerden;
‘Dünyayı size verdim, alın mülkünüz olsun!
Bu sonsuz armağanı bölüşüverin hemen,
Ama kardeşçe yapın, herkes hakkını alsın! ‘

Eli ayağı tutan herkes geldi üşüştü,
Harıl harıl işlere sarıldı genç, ihtiyar,
Ekin dolu tarlalar hep çiftçilere düştü,
Elde silah avcılar ormanlara daldılar.

Tüccar ambarlarını doldurdu tıka basa,
Altın gibi şarabı rahipler seçti hemen,
Yolları tutan kral çıkararak bir yasa,
Dedi: ‘Ben de onda bir alacağım her şeyden.’

Bu paylaşma bittikten çok sonra bir gün şair,
Uzak uzak ellerden gelip dünyaya vardı;
Yeryüzünde nimetler çoktan bitmişti bir bir,
Gördü ki, her nesnenin bir de sahibi vardı.

‘Herkese bol bol nimet dağıtırken ey ilah,
Unuttun mu en sadık oğlunun hissesini? ‘
Diye şikayet etti, haykırdı: ‘eyvah eyvah’
Tahtına yüz sürerek, yükselterek sesini.

Tanrı dedi: ‘Hayaller aleminde gezersen,
Bana söz söylemeye hakkın olmaz evladım!
Sen acaba neredeydin dünya paylaşılırken? ‘
Şair dedi: ‘O zaman ben senin yanındaydım.

Seyrediyordu gözüm yüzünü hayran hayran,
Duyuyordu kulağım göklerin ahengini,
Coşup sarhoş olmuştum ışığınla o zaman,
Dünya nimetlerini kaçırdım, affet beni! ‘

Zeus dedi: ‘Ne yapsak, bu dünyayı verdim ben,
Benim malım değildir şehirler kırlar artık;
Ama gökte benimle yaşamak ister isen,
Her gelişte cennetin kapısı sana açık.’

Friedrich Schiller Şiiri

Arabayla Avrupa Turu Yolculuğumuzun 15., Berlin’de 1. Günümüzün Sonu.

Bir sonraki yazımda Berlin Müzeler Adası, Pergamon Müzesi, Bundestag ve Berlin Gezilecek Yerleri anlatıyorum. Okumak için linki tıklayabilirsiniz >>> Adım Adım Berlin Müzeler <<<

Leave a Comment