Ohrid’den Kotor’a Arnavutluk Üzerinden,-ARABAYLA KOTOR

Arabayla Avrupa Turu” – Kotor, Yolculuk, Konaklama, Eski Şehir, Arnavutluk Yolu-13 Ağustos Perşembe Yolculuğumuzun 5. Günü

Mesele son durağının neresi olduğu değil, nasıl anıların ve yaşanmışlıkların olduğudur                                                                                                                                     -Penelope Riley-

Artık Bana Kızma

Eskiden biz ikimiz
Gökle deniz gibiydik;
– Birimizin üstüne bulut çökse – öbürümüz kararırdı
Birimize hava azıcık açsa – Her şey mavileşirdi öbürümüze.
Eskiden biz ikimiz
Ocakta iki odun gibiydik:
Birbirinden ayrılınca sönüveren
Birbiriyle birleşince tutuşan.
Ama sevi
ne de çabuk kine dönüşüverdi…
Artık bana kızma, hadi.

Fatos Arapi (Arnavutluk 1930–)
Çeviren : Tahsin SARAÇ

“Biz Kotor’a Sevdalandık, Kotor Körfezi” Arabayla Kotor ikinci gün gezilerimizi anlattığım yazıma tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Ohrid’e Veda

    Arabayla Ohrid Gezisini bitirip yeni rotalara kucak açmanın zamanı. Malum her yolculuk başlangıcında yaptığımız gibi erken başlatmalıyız gündelik işleri ki yolculuk sekteye uğramasın. Akşamdan çoğunun çantalarda yerini bulduğu eşyalar yanına sabaha vazifesini tamamlayanlar da yerleştirildikten sonra doğruca arabamızın bagajına gidiyor. Bunca Arabayla Avrupa Seyahatinden sonra sanki eşyalarda mı öğrenmiş sırasını ne. Araba hemen balkonun önünde ya, aracı yerleştirip yolculuğa hazır etmek de bir o kadar kolay.

Ev sahibimiz çok yakında oturduğu için her şey hazır olana kadar bekliyoruz telefon edip çağırmak için. Anahtarı kendisine teslim edeceğiz. Yanlarına kızlarını da alıp geliyor karı koca besbelli evi yeni misafirlere hazır etmek için hep birlikte işe girişecekler. Gerçi fazla yorulmayacaklarını garanti ederim teslim ettiğimiz evleri aldığımız gibi bırakmaya özen gösteriyoruz çünkü. Karşılıklı edilen teşekkürler ve iyi dilekler sonrasında veda ediyoruz. Artık Ohrid’de bir evimiz olduğunu söylemeleri ve bizi bizler gibi kucaklayarak, gözden uzaklaşana kadar el sallayarak yolcu edişleri Arabayla Ohrid Yolculuğumuzdan bize kalan güzel anılar. Zaten insanı yaşatan bu güzel anılar değil mi.

Ohrid gezmek için küçük bir şehir fakat güzelliği ile ve geride bıraktığımız dostlarımız ile belleğimize kazınıyor.

Arabayla Ohrid’den Kotor’a

Balkan Ülkeleri Gezisinde bugün Ohrid ve Makedonya’ya hoşça kal, bir başka Balkan Ülkesi Karadağ’a merhaba deme günü.  İçimiz gene yola ilk çıktığımız günün heyecanını yaşıyor kıpır kıpır. Arabayla Avrupa Gezisinde zaten her yolculuk bir bilinmeyen bizim için. Bilinmeyenin getirdiği merak, sevinç, biraz endişe ve stres de var tabi. Yalnızca Karadağ’ın güzel şehri Kotor’a gitmenin verdiği heyacan değil aynı zamanda oraya giderken geçeceğimiz ülke Arnavutluk yolları da heyecanlandırıyor beni. Okuduğum pek çok yazıda öne çıkarılan Arnavut sürücülerine dair olumsuz imajı ister istemez stres yapıyor tabi. Öğrendiklerimi kendime saklamanın zamanıdır diye tek laf etmiyorum ekibe, yalnızca Arnavutluk yollarının daha dikkat gerektirdiğini söylemenin dışında. Boşu boşuna herkesi telaşlandırıp korkutmanın manası yok ben onların yerine yaptım zaten stresimi.

  Yolumuz uzun, yaklaşık 330 km. ve iki sınır geçeceğiz bugün, o yüzden erkenciyiz işte. Saat 9 gibi koyuluyoruz yeniden yollara. Şehirden çıkışta benzinimizi alıyoruz. Makedonya’da benzinin litresi 67 MKD. Hesapta Kafasan (Kjafasan) Sınır Kapısından Arnavutluk Topraklarına gireceğiz ama o da ne Tom Tom bizi sanki başka yola sokmuş gibi. Arabayla Ohrid Gezisi Notlarımı yazmakla meşgul olduğumdan ben de farketmemişim. Hemen geleceğimizi bildiğimiz sınırdan eser yok araba dağa sardırmaya başlamış. Sanırım birkaç km kısa diye bizi Debar tarafından götürecek aklı sıra. Biraz kafa karışıklığından sonra karar verip hemen geri dönsek de bu bize biraz zaman kaybettirmiş görünüyor.

Arnavutluk Yolları

Aracımızın km. göstergesi 1525’i gösterdiğinde Arnavutluk’a giriş yapıyoruz. Sınır her zamanki gibi sorunsuz geçiliyor. Bazı gezginlerin yazdığı gibi bir ayakbastı parası da istenmiyor bizden.

Balkan Ülkeleri Gezi Rotasında Kartallar Ülkesi Arnavutluk’ta zaman geriye alınmış gibi. Arnavutluk Yolları çift yönlü yol. Önce dağda sonra vadide devam ediyor yolculuğumuz. Yolumuzda Ohrid Gölünün batısındaki Valamara Dağlarından çıkıp gelen, Adriyatik’e kavuşmaya çabalayan İşkomi (Shkumbin) Nehri ile arkadaşlık ediyoruz edebildiğimiz kadar. Arnavutluk yollarının kalitesi idare eder yer yer yol çalışmaları can sıkıcı olsa da, neyse manzara güzel. Yeşillikler içindeki yol boyunca yerleşim yeri var, evler hiç bitmiyor neredeyse. Balkanlar’ın en fakir ülkesi Arnavutluk’ta özellikle Mercedes arabaların çokluğu da şaşırtıcı.

İtalya’da çalınan araçların buraya getirildiği söyleniyor. Pek çok araçta direksiyon sağda ve pek çoğunun plakası Avrupa plakası. Sizce İngiliz Arnavutlar mı çok yoksa Arnavutluk turizm patlaması mı yaşıyor. Yolda sürekli yürüyen insan topluluğu var. Anladım Arnavutların Mercedes’e binemeyenleri yürüyerek gidip gelmeyi tercih ediyor olmalı.

Arnavutluk ve Bunkerler

Arabayla Balkanlar Turu Rotasında kat ettiğimiz yıllarca dış dünyaya kapalı yaşayan Arnavutluk’un dikkat çekici bir diğer özelliği beton sığınak bunkerler. Bunlar 41 yıllık Enver Hoca yönetimi sırasında ülkenin dağına, taşına hatta denize Batı’dan gelebilecek olası bir saldırıya karşı yaptırılmış.

Öyle ki her kilometre kare başına 24 bunker olduğu söyleniyor ülkede. Ülke serveti bu beton, çelik mantar görünümlü yeraltı sığınaklarına gömülmüş, paranoya işte. Sonucu ise günümüz Arnavutluk’u. Kimi bunkerler yeraltından birbirleri ile bağlantılı yapılmış ve üs olarak kullanılmış. Paranoyak diktatörün bunkerleri ulusal sıkıntıya dönüşmüş şimdilerde, çünkü bunların her birini ortadan kaldırma bedelinin bile 800 € olduğu söylenmekte.

Arnavutluk’ta Rast Geldiğimiz İlginçlikler

Balkanlar’ın Arnavutluk Güzergahında yerleşim yerlerinde karşımıza çıkan evler çarpık kentleşmenin bir örneği. Ne amaç ile yapıldığını kestiremediğiniz yapılar. Fil olacak iken yarım kalmış bir hilkat garibesi neden yapılmış bilinmez.

Arnavutluk Karayollarında sürekli karşımıza çıkan Mercedes Lavazh denen araba yıkama yerlerine denk geliyorsunuz. Eee.. o kadar Mercedes ile dolaşıyorlar, pis mi dolaşacaklar adamlar titiz ne yapalım. Arnavutluk Yolları izlenimlerimizin bir diğeri de araba mezarlıkları.

O kadar çoklar ki bunlarda lüks araçların yedek parça ihtiyacını karşılıyor olabilir.

Arnavut sürücülerin kural tanımaz olduklarını yazanlar acaba Türkiye’de araba kullanmıyorlar mı ki diye düşünmeden edemiyorum. Fazla kasmaya gerek yok eğer Türkiye yollarında hele İstanbul’da araç kullanıyorsanız Arnavutluk’ta haydi haydi kullanırsınız merak etmeyin. Sadece dikkati elden bırakmayın derim ben. Elbasan Tiran arası çevre yolu var ama henüz tamamlanmamış, yer yer yolculuk biraz rahatlıyor. Tiran’a gelince ise tam bir trafik karmaşasının içine dalıyoruz. İstanbul trafiğini aratmıyor. Bu görünen de Tiran’ın ormanlı rezidansı olmalı

Arabayla Balkan Ülkeleri Turunda İşkodra’ya yaklaşınca yolda tükettiğimiz yakıtı yerine koymak için biraz benzin almak için duruyoruz. Arnavutluk’ta benzinin litre fiyatı 1,358 €. Yol İşkodra’ya girmeden sola ayrılıyor ve yaklaşık 30 km. sonra saat 14.50 gibi Sukobin Sınır Kapısına geliyoruz. Yani bizim uzatmaları da sayarsak yaklaşık 280 km yol 6 saat kadar sürmüş.

Arnavutluk- Karadağ Sınırı

Arabayla Avrupa Seyahati 2015’te Arnavutluk- Karadağ sınır kapısında bizi bekleyen sürpriz sınırdan geçmek için bekleyen uzun araba kuyruğu oluyor. Hava sıcak ve camları açamıyoruz çünkü dışarıda büyüklü küçüklü onlarca dilenci araçları esir almış vaziyette. Çaresiz motoru stop ettirmeden klimayı çalışır vaziyette tutuyoruz. Arnavutluk sınırından sonra Karadağ sınırında bekleyiş. Neyse kabus bir saat sonra sona eriyor ve sınırdan geçmeyi başarıyoruz. Rahat bir nefes alarak yola devam.

Karadağ Sahil Yolu

Sınırdan sonra yol önceleri çok dar ve dağlık arazide kıvrımlarla dolu sonrasında sahil şeridi boyunca devam ediyor. Karadağ yollarının kalitesi güzel. Manzara enfes, deniz solumuzda yol alıyoruz. Yol sürekli yerleşim yerlerinden geçtiği için, hem de çift yönlü yol olduğu için hız yapmak ve sollamak imkansız. Yolumuz Bar’dan geçiyor. Yol üstünde fırın görünce durup ekmeğimizi alıyoruz. 42.000 nüfuslu Bar Karadağ’ın en önemli limanı ve ticaret merkezi olan şehri.

Sveti Stefan

Adriyatik Kıyıları Gezi Rotasında Karadağ’ın gözde tatil beldesi Budva’ya gelmeden yaklaşık 9-10 km önce Karadağ’ın dünyaca ünlü Sveti Stefan adasına geliyoruz.

1960’lı yıllara kadar bir balıkçı köyü imiş. Sonrasında köylülerini karaya taşıyarak 80’li yıllara kadar Dünya Şöhretlerinin ve zenginlerinin gözden uzakta tatil yaptıkları, eğlendikleri mekan olmuş. Şimdilerde bir otele 30 yıllığına kiralanmış adaya ancak özel izin ile giriş yapabilirsiniz. Bir başka giriş yolu ise adadaki otelde konaklamak veya restoranına rezervasyon yaptırmak. Anlayacağınız seçim sizin. Adayı karaya bağlayan yolun bir tarafındaki sahil otelin müşterilerine diğer yanındaki ise halka açıkmış. Bizim gibi yoldan geçenlere de müsait yerde durup bu güzeller güzeli adayı fotoğraflamak kalıyor. Şimdilik bununla idare edeceğiz.

Dalmaçya Kıyıları Gezisinde Karadağ’ın tatil kenti Budva’dan 23 km sonra Arabayla Kotor ’a ulaşıyoruz. Bugünkü yolculuk çok fazla dikkat gerektiren zorlu bir yolculuktu bu yüzden epey yorucuydu diyebilirim. Yolda sınır ve yakıt dışında (ekmek almayı saymazsak) durmamamıza rağmen Kotor’a geldiğimizde neredeyse akşamüstü olmuştu.

Kotor Konaklama

Dalmaçya Ülkeleri Gezi Rotasında Booking.com’dan iki günlüğüne kiraladığımız evimiz Arabayla Kotor Şehrine girerken geçtiğimiz Tünel’in hemen çıkışında yer alıyor. Adrese göre vardığımız evin çaprazındaki park etmiş diğer araçların yanına arabamızı park edip doğrulatmak amacı ile evin balkonundaki adama rezervasyon kağıdımızı gösterince doğru yere geldiğimizi anlıyoruz. Meğer o da bizi bekliyormuş.

Bize ayrılan daire evin arkasında kalan binada olduğundan yoldan görememişiz. Adam İngilizce bilmiyordu bize evi kiralayan oğlu imiş. Bizi dairemize çıkartıp evin anahtarını verip ayrılıyor.

Arabayla Kotor Gezisinde evimiz ikinci katta, önünde küçük bir balkonu olan Amerikan mutfak salonunda geniş yatak olabilen bir kanepesi ve iki odasında çift kişilik yatakları olan çok şirin bir daire.

Ev sahibimizin hediyesi şarap da masada.

Kotor

Vakit kaybetmeden 1979 senesinde UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yerini alan Kotor’u keşfetmek için vuruyoruz kendimizi Kotor Sokaklarına. Evimiz yürüyerek şehir merkezine çok kolay ulaşabileceğimiz mevkide. Boşuna oturmadım bilgisayarın başında tabi saatlerce, çalışmalar işe yaramış. Arabayla Kotor ve Kotor Körfezi 2. Gün Gezimize tıklayarak ulaşabilirsiniz

Kotor Eski Şehir

Karadağ Gezi Notlarımıza göre Eski Kotor Kenti 4.5 km. uzunluğunda, yer yer 20 m.’ye ulaşan yükseklikte, 2 ile 15 m genişliğinde surlarla çevrilmiş. Surlar 9. ve 18. Yylar arasında kademeli olarak yapılmış.  Deniz seviyesinden 260 m yükseklikte St. John’s Tepesi (San Giovanni)nde yine aynı adı taşıyan hisar mevcutmuş.

Kotor Eski Şehir Kapıları

Eski Şehrin üç giriş kapısı var. En büyüğü bir zamanlar yalnızca denizden erişilebilen Batı Kapısı (Deniz Kapısı- Ana Kapı), Kuzey Kapısı ve Güney Kapısı. Tepedeki Kaleye giden merdivenli patika yolun ise iki girişi bulunuyormuş. Birinci giriş Kuzey Kapısına yakın Aziz Mary Kilisesinin yanından, ikincisi ise Salata Meydanından (Salad Square- Pjaca od Salate). Her iki güzergâh küçük 15. Yy kilisesinde (Church of Our Lady of the Health-Gospa od Zdravlja) birleşip tek yol olarak yukarı devam ediyormuş. Hemen söyleyelim onca merdiveni çıkmanızın ödülü aklınızı başınızdan alacak Kotor Körfezi manzarası.

Kotor Eski Şehir Batı Kapısı

Kotor Gezi Rehberimiz ile 10- 15 dakikalık bir yürüyüşün sonunda limana bakan Kotor 16.Yy Eski Şehir Ana Kapısının önündeyiz.

Kapı, şehir 1420-1797 yılları arasında Venediklilerin idaresinde olduğu zaman 1555’te yapılmış. Deniz Kapısı veya Batı Kapısı olarak da bilinen kapıdan insanlar şehre karınca misali girip çıkmakta. Kapının üstünde kentin Nazi işgalinden kurtarıldığı tarih olan 21 Kasım 1944, Komünist yıldızı, ve Tito’nun bir sözü yer alıyor. “Tude Nećemo Svoje Ne Damo” “What belongs to others we don’t want, what is ours we will never surrender”. “Bizim olmayanı istemeyiz, bizim olanı da başkasına vermeyiz. Deniz Kapısının sağ tarafındaki Valier Burcunun (Bastion Valier) üzerinde ve şehrin çevresinde birkaç noktada daha bulunan Venedik’in sembolü St. Mark’ın Kanatlı Aslan’ı gözümüze ilişiyor.

Kotor Prens Sarayı (Kneževa “Providurova” palata)

Kotor Gezi Notlarımızda kapının üstündeki sütunlu bina Prens Sarayı, Dük Sarayı veya kimi yerde Rektör Sarayı olarak geçen saray. 17. Yy’a ait bu Rönesans mimarisinin örneği saray öncelerde Venedik Valisinin ikameti imiş, 1788’de askeri kışla ve askeri depo yapılmış. 1979 depreminde yerle bir olan bina tekrar inşa edilip alt katındaki dükkan sahiplerince restore ettirilmiş.

Kotor Napolyon Tiyatrosu (Napoleonovo pozorište-Наполеоново позориште)

Yanındaki bina ise 17. Yy’da yapılmış 1810 yılında tiyatroya dönüştürülmüş, 20. Yy’da Belediye Sarayı yapılmış. Balkanların en eski tiyatro binası Napolyon Tiyatrosu yer alıyor. Günümüzde Prens Sarayının bir bölümü ile Napolyon Tiyatrosu Cattaro Hotel olarak hizmet veriyor. Kalabalığın arasına karışıp Ana Kapıdan geçiş yaparken duvarda şehrin koruyucu azizi Aziz Tryphon ve şehrin önemli ailesi Pima ailesinden gelen Aziz Bernard’ın ortasında Meryemana ve çocuk İsa’nın tasvir edildiği 15. Yy taş kabartması bulunuyor.

Kotor Gece Bir Başka Güzel

Karadağ’ın en güzel şehri Kotor’da Deniz Kapısından geçince birden karşımıza tam manası ile bir Ortaçağ Kenti çıkıyor. Taş ve mermer meydanlar, taştan binalar, kuleler, dar Arnavut kaldırımı sokaklar. Yüzyıllar öncesine gitmekten bizi alıkoyan yalnızca günümüz giysilerinin içinde dolaşan insanlar. Kısaca şöyle diyebilirim Kotor iyi ki gelmişim diyeceğiniz şehirlerden. Öyle görünüyor ki bu kenti kaybolmadan gezmenin imkanı yok gibi, bizim gibi yabancılar için tam manası ile bir labirent. En iyisi koyverelim ayaklarımızı nereye götürürlerse götürsünler kabulümüzdür. Kaybolsunlar kayboldukları kadar, bulunmasınlar hatta bir daha.

Mantık, sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücüyse, her yere.

-Albert Einstein-

Arnavutluk Özlemi

İçimi bir Arnavutluk özlemi kapladı
Bu akşam troleybüsle dönerken
İçilen o partizan cıgarasının dumanı
Mavi mavi kıvrılıyor, halkalar yapıyor
Yurttaşlarım Arnavutların dilinden gizlice
Kulağıma bir şeyler söylemek istercesine.
Bu akşam Tirana sokaklarında dolaşmak istiyor canım
Kimi kez yaramazlık yaptığım, eskiden
kimi kez uslu uslu geçtiğim sokaklarda.
Tanır beni o tahta kapılar
Ve görünce dişlerini gıcırdatıp
“seni gidi seni” diye bana kafa sallayacaklar.
Ama kötüye almayacağım ben bunu
Çünkü içim özlem dolu.
Ve kuru yapraklarla, sonbahar yapraklarıyla
Örtülü dar sokaklarda yürümek istiyorum
Ne ucuz benzetmeler yapılabilir bu yapraklarla…
Yürümek istiyorum
Önyargılar gibi karanlık
Çapsız bir adam gibi
Kısa ve dolambaçlı bir sokakta,
Bir cıgara yakmak
Bir gülmeceye gülmek
Ve bir anıyı, yerdeki yapraklar gibi
Çiğneyip geçmek istiyorum.

Bizim Arnavutluk’un özlemi kapladı içimi
Özledim, o büyük, o geniş, o derin göğünü
Adriyatik dalgalarının o mavi dörtnalını
Gün batımında tutuşmuş kaleler gibi bulutlarını
Ak saçlı, yeşil sakallı Alp dağlarını
Meltem titreşen o ipek gecelerini
Ala tanda kızılderililerini andıran sislerini.
Özledim, lokomotiflerini, atlarını
Teri içinde, soluyan ve kişneyen atlarını
Selvilerini, davar sürülerini, gömütlerini
Özledim, özledim
Arnavut kardeşlerimi.
Özledim, artık hemen oraya döneceğim
İsteklerin, sislerin üzerinden uçarak.
Uzaklığında daha bir cana yakınsın yurdum.
Vınlamalarla, uğultularla titreyecek havaalanı
Uçurumlar üstünde tüy tüy bulut öbekleri.
Bu tepkili uçak hızını bulgulamış olanlar
Yurtlarından zaman zaman ayrı düşmüş olmalılar.

Moskova, 1960
İsmail KADARE (Arnavutluk 1936– )
Türkçesi: Tahsin Saraç

Arabayla Avrupa Turu” –  Yolculuğumuzun 5. Günü Sonu

Arabayla Avrupa Turu Arabayla Kotor ve Kotor Körfezi ile devam ediyor.

3 thoughts on “Ohrid’den Kotor’a Arnavutluk Üzerinden,-ARABAYLA KOTOR”

  1. Güzel bir seyahat olmuş.
    Kotor’da kaldığınız ve booking.com’dan kiraladığınız evin bilgilerini paylaşabilir misiniz?

Leave a Comment